NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنِي
عَبْدُ
السَّلَامِ
يَعْنِي ابْنَ
مُطَهَّرٍ
أَبُو ظَفَرٍ
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
خَلَفٍ
الْعَمِّىُّ
عَنْ قَتَادَةَ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَأَنْ
أَقْعُدَ مَعَ
قَوْمٍ
يَذْكُرُونَ
اللَّهَ
تَعَالَى مِنْ
صَلَاةِ
الْغَدَاةِ
حَتَّى
تَطْلُعَ الشَّمْسُ
أَحَبُّ
إِلَيَّ مِنْ
أَنْ أَعْتِقَ
أَرْبَعَةً
مِنْ وَلَدِ
إِسْمَعِيلَ وَلَأَنْ
أَقْعُدَ
مَعَ قَوْمٍ
يَذْكُرُونَ
اللَّهَ مِنْ
صَلَاةِ
الْعَصْرِ
إِلَى أَنْ
تَغْرُبَ الشَّمْسُ
أَحَبُّ
إِلَيَّ مَنْ
أَنْ أَعْتِقَ
أَرْبَعَةً
Enes b. Mâlik (r.a)'den rivayet
olunduğuna göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Sabah namazından
sonra güneş doğ(up ta bir mızrak boyu çıkıncaya kadar Allah'ı zikreden bir
toplulukla beraber oturmam bana İsmail (a.s)'ın çocuklarından dördünü
kölelikten kurtarmamdan daha sevimlidir.
İkindi namazından sonra
güneş batıncaya kadar Allah'ı zikreden bir cemaatle beraber oturmam ise bana
dört insanı kölelikten kurtarmamdan daha sevimlidir."
İzah:
Metinde geçen "gün
doğuncaya kadar" sözünden maksat,tercümede de işaret ettiğimiz gibi
güneşin doğmasından bir mızrak boyu yani beş derece yükselmesine kadar olan
vakittir.[Bk. Bilmen Ö.N,Büyük İslâm İlmihali, 213.]
Bu hadisin bab başlığı
ile ilgisi Hz. Nebi'in ümmetine vaaz ve nasihatte bulunduğunu ve dolayısıyle
vaaz ve nasihat etmenin caiz olduğunu ifade etmektedir.
Hadisin zahirinden
anlaşıldığına göre, Hz. İsmail evladından dört kişiyi kölelikten kurtarmaktan
daha faziletli bir amelin sevabına erişebilmek için sabah namazından sonra
güneş bir mızrak yükselinceye kadar Allah'ı zikreden kimselerin yanında sadece
oturuvermek yeterlidir. Yani onlar gibi zikretmek şart değildir.
İkindiden sonra güneş
batıncaya kadar Allah'ı zikredenlerle beraber oturmak da insanlardan dört kişiyi
azad etmekten daha faziletlidir. Bu, Allah'ı zikretmenin köle azad etmekten de,
sadaka vermekten de faziletli olduğunu gösterir. Zikirden maksat Sübhanallah,
Lâilâhe illallah, Elhamdülillah gibi sözlerle Allah'ı anmaktır. Tefsir, hadis
ve fıkıh gibi dinî ilimleri öğrenmek ve mütalaa etmek de zikir hükmündendir.
Zikir kelimesi ilim,
namaz, Kur'an ve Allah'ı anmak gibi manalara gelen müşterek bir lafız
olduğundan, bu kelimenin hangi manaya geldiğini örfteki kullanışı tayin eder.
Binaenaleyh bu kelime mutlak olarak kullanılması halinde örfte en çok
kullanıldığı mana anlaşılır. Diğer manalardan birinde kullanıldığını kabul
edebilmek için o manada kullanıldığına dair bir karinenin bulunması icabeder.
Bu kelimenin örfte
ençok kullanıldığı mana teşbih, tehlîl, tekbir ve Hz. Nebi'e salavat
getirmektir.[Bk. Abdülkadir İsa, Hakâik Ani'l-Tasavvuf, 132-133.]
Sabah namazından sonra
Allah'ı zikretmenin fazileti konusunda M.Zihni Efendi de şu hadisleri
zikrediyor:
"Her kim sabah
namazını cemaat ile kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar Allah'ı zikrederek
oturur ve sonra iki rekât namaz kılarsa ona tam bir hac ve tam bir umre sevabı
gibi sevap verilir."
"Sabah namazı
kılıp ayaklan bükük olduğu yani bağdaş kurmadığı halde konuşmayarak on defa:
"Lailâhe illallahu vahdehû lâ şerike leh, lehiil-mülkü velehül-hamdü yuhyî
ve yümîtü vehüve alâ külli şey'in kadîr" diyen kimse için on iyilik
yazılır ve on kötülüğü silinir. Cennetteki makamı (bunu söylemiyenlere
hisbetle) on derece yükselir. O gün o kimse her türlü kötülüklerden korunur ve
şeytanın hilesinden emin olur. Allah'a eş koşmaktan başka bir günah kendisine
erişmek üzere o gün onu takip etmez.”
Yine sevgili Nebiimiz
(s.a.v.) buyurdular ki: "Sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğuncaya
kadar namazgahında oturan kimse, Hz. İsmail'in soyundan dört köle azad eden
kimse gibi olur."
Yani Arap soyundan.
Çünkü arabı azad etmek acemi azad etmekten ef-daldir. Hadis-i şerifin zahiri, o
kimse zikretmese bile orada kendini bulundurmakla belirtilen sevaba nail
olacağına delâlet etmektedir. Zikrettiği takdirde ayrıca yukarda geçen sevab
da kendisine hasıl olur. Arabm azad edilmesi İmam Şafiî'nin görüşüdür. Bizce
onlar köle olamazlar ki azad olsunlar. Bu gibi hadisler varsayıma hamledilir.
İkindi namazı hakkında,
"Her kim ikindiden sonra güneş batıncaya kadar namaz kıldığı yerde
oturursa, İsmail soyundan sekiz köle azad eden kimse gibi olur"
buyurmuştur. Sabah namazlarından sonra nafile namazlar, ikindi namzından sonra
farz namazlar beklendiği için sevaplar farklıdır.[Bk. Mehmed Zihni, Nimet-i
İslâm, 142-144.]